23 Mart 2025 10:19

İstanbul'da yüz binler Yenikapı'daki Newroz mitinginde buluştu | Bakırhan: "16 milyonun iradesi hapsedilemez"

İstanbul'da yüz binlerce kişinin katıldığı Newroz kutlamalarında İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri, "Bu yıl Newroz'u barış ve demokrasi umuduyla karşılıyoruz" dedi.

İstanbul'da yüz binler Yenikapı'daki Newroz mitinginde buluştu | Bakırhan: "16 milyonun iradesi hapsedilemez"

Fotoğraf: MA

İstanbul – İstanbul'da Newroz'u kutlamak için yüz binlerce yurttaş Yenikapı Meydanı'nda bir araya geldi.

Meydanda kutlamalar müzikler ve halaylarla erkenden başladı. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) öncülüğünde "Özgürlük İçin Demokratik Toplum" sloganıyla düzenlenen Newroz'da DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve TJA'dan Gülten Kışanak protokolde yerlerini aldı.

Newroz'a katılan halk "Jin Jiyan azadi", "Tayyip istifa", "Newroz piroz be", Seloya özgürlük" sloganları attı.

Program başladığında sahneden "Özgürlük Newroz'una hoşgeldiniz" denildi. Sahnede yapılan konuşmalar Kürtçe ve Türkçe yapıldı. Eşit ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınlara selam gönderildi.

"Kayyım politikalarına karşı hep birlikte karşı duracağız"

DEM Parti İstanbul İl Başkanları Arife Çınar ve Çınar Altan konuşma yaptı. Çınar, her ilde Newroz'un coşku içinde karşılandığını söylerken "Cezaevinde olan tüm arkadaşlarımızın Newroz'unu kutluyoruz" dedi ve Abdullah Öcalan'a da selam gönderdi.

27 Şubat'taki çağrısını hatırlatarak, "Türkiye halklarının eşit ve özgür bir şekilde yaşayabilmesi için hep birlikte mücadele edeceğiz" diyen Çınar, bölgedeki kayyım atamalarına dikkat çekti. Ayrıca İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklandığını hatırlatarak "Kayyım politikalarına karşı hep birlikte karşı duracağız" dedi.

Altan ise halka dönerek "Örgütlenmeye, milyonlar olmaya var mısınız? Bu uğurda düşmüş, ölümsüzleşmiş şehitlerin mücadelesini tamamlamaya zindanlarda direnen yoldaşları özgürlüğüne kavuşturmaya var mısınız?" dedi.

"Newroz'u barış ve demokrasi umuduyla karşılıyoruz"

Ardından İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri sahneye çıkarak Newroz bildirilerini okudular. "Bugün özgür eşit bir hayat hayaliyle bir araya gelerek demokratik bir ülke için Newroz ateşini yakıyoruz. Bu yıl Newroz'u barış ve demokrasi umuduyla karşılıyoruz" denilen bildiride dünyanın dört bir yanında halkların sömürü,  faşist politikalar ve iktidarlara karşı savaştığı ifade edildi.

Nehir Sevim'in okuduğu bildiride, "Savaşın, baskının ve zulmün değil; demokrasinin, adaletin ve eşitliğin egemen olduğu bir geleceği kurma kararlılığıyla buradayız. Ortadoğu ve ülkemiz, savaşlar, katliamlar ve emperyalist planlarla kuşatılmış durumdadır. Halklar savaş, yıkım ve sömürü kıskacında yaşamaya zorlanmaktadır. En son Suriye’de Alevi halkına yönelik katliamlar, Filistin halkına uygulanan soykırım ve Kürt halkına karşı yürütülen savaş politikaları bunun en somut örnekleridir. Ancak tarih boyunca zulme karşı direnen halklar, bugün de emperyalizme, sömürü düzenine ve faşizme karşı mücadele etmektedir. Ortadoğu’yu ve ülkemizi karanlığa mahkûm etmek isteyenlere karşı direnişi büyütmeye devam edeceğiz” denildi.

"Patronlar servetine servet katarken emekçiler açlığa mahkum"

Kürt ve Türk emekçilerin ekonomik sorunlarına da değinilen bildiride patronların servetlerine servet kattığı ancak emekçilerin açlığa mahkum edildiğinin altı çizildi:

"Emekçiler açlık ve yoksulluğa mahkûm edilmektedir. Enflasyon bahanesiyle ücretler baskılanmakta, grevler yasaklanmakta, kamu kaynakları sermayeye peşkeş çekilmektedir. Patronlar servetlerine servet katarken, milyonlarca insan açlık sınırında yaşam mücadelesi vermektedir. Ancak biz buradayız! Emekçilerin, işsizlerin, gençlerin ve kadınların mücadelesiyle bu düzeni değiştireceğiz.”

Seçimle kazanılan belediyelere yönelik kayyım atamalarının halkın iradesine darbe olduğu belirtilen bildiride "Hakkari, Mardin, Batman, Esenyurt, Halfeti, Dersim ve Ovacık belediyelerine hukuksuz bir şekilde kayyım atanmış, şimdi ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları yargı eliyle görevlerinden alınmak istenmektedirler, halkın iradesi bir kez daha gasp edilmek istenmektedir. Seçimle kazanılamayan yerleri hukuksuz bir şekilde ele geçirme çabalarını kabul etmiyoruz" ifadeleri yer aldı.

"Binlerce avukatın iradesinin yok sayılmasını kınıyoruz"

İstanbul Barosu yönetiminin görevden alınması kınandı: "Aynı şekilde, İstanbul Barosu yönetiminin haksız ve hukuksuz yöntemlerle görevden alınmasını, binlerce avukatın iradesinin yok sayılmasını kınıyoruz. Halkın iradesine yönelik bu darbe girişimlerine karşı sessiz kalmayacağız."

Son olarak Newroz'un anlamına dair "Milyonlarız ve asla boyun eğmeyeceğiz. Newroz, zulme karşı direnişin, esarete karşı özgürlüğün günüdür. Tek adam rejimine, kapitalist sömürü düzenine ve faşizme karşı isyanın ve mücadelenin günüdür. Newroz’un direniş ve özgürlük ruhuyla, hep birlikte halaya duralım.” denildi.

"HDK'yi mahkum edemezsiniz"

HDK Eş sözcüsü Ali Kenanoğlu, Newroz'u kutladıktan sonra, HDK'ye yönelik operasyonları hatırlattı. "HDK halktır, HDK'yi mahkum edemezsiniz" diyen Kenanoğlu, 2011'den bu yana HDK'nin mücadele ettiğini ve bugünden sonra da barış ve demokrasi mücadelesi vermeye devam edeceğini söyledi.

İstanbul halkının iradesine yönelik saldırılarla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Kenanoğlu, Kasım 2016'da Selahattin Demirtaş ve milletvekillerine yönelik darbeleri hatırlattı. Kenanoğlu, "Bunları önleyemezsek bu darbeci zihniyet Batı yakasına da gelecek dedik. Bugün İstanbul'da bununla karşı karşıyayız. Biz her zaman darbelerin ister askeri ister siyasi karşısında olduk. Bu saldırılar Sayın Öcalan'ın 27 Şubat'ta barış ve demokrasi çağrısına yönelik biz halkların birlikte yaşam iradesine karşı bir provakasyondur" dedi.

"Kürt çocukları bombalanırken sen laf söyledin mi?

Kenanoğlu, Mansur Yavaş'ın Saraçhanede'ki sözlerini eleştirdi: "'Şırnak'ta Cizre'de Kürt çocuklarına polisler şeker dağıtıyor, burada gaz sıkıyor' dedi. Sesleniyoruz, Kürt çocukları panzerlerin altında ezilirken, bombalanırken sen laf söyledin mi?"

Kenanoğlu son olarak, "2025 Newroz'u Ortadoğu coğrafyasında barışı oluşturma Newroz'udur. Halkımızın bu çağrıyı sahiplendiğinin bir göstergesidir. Bu Newroz'un bitimiyle birlikte bütün Kürt coğrafyasında barışı kuracağız" dedi.

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Newroz değerlendirmeleri kendi sesinden dinletildi.

"Gençler demokrasi mücadelesinin yolunu açacak"

Ardından TJA'dan Gülten Kışanak kürsüye çıktı. Cezaevinde olan siyasi tutsakları selamlayan Kışanak, onların da Newroz'unu kutladı. Öcalan'ın demokratik toplum ve barış talebini selamladığını ifade eden Kışanak, gençlerin demokrasi mücadelesinin yolunu açacağını söyledi ve süreci gençlere emanet etti.

"Bizler onurlu bir barış istiyoruz, eşit yurttaş olmak istiyoruz, dilimiz kimliğimiz üzerindeki tüm baskı sona ersin istiyoruz" diyen Kışanak, kadınların ve Kürtlerin iradelerine saygı beklediğini söyledi. Kışanak, "Kayyıma karşı her yerde halkın iradesinin yanındayız. Birileri belki geç kaldılar ama umuyorum ki herkes 'sandıkla gelen sandıkla gider' ilkesinin ne kadar önemli olduğunu hatırlar ve halkların iradesine sahip çıkarız" dedi.

"Örgütlü bir halk gücünden daha büyük bir güvence yoktur"

Öcalan'ın çağrısına vurgu yapan Kışanak, "Şimdi 'Ankara'da kritik eşik aşıldı' diyor ya, kendi kritik eşiklerini aşma zamanı geldi. Soruyoruz, Ankara savaşa karşı barışın tarafında mısınız, halkın sesisini, Rojava'nın sesini duyuyor musunuz?" diye sordu. Özgür ve eşit bir gelecek kurma çağrısı yapan Kışanak, Öcalan'ın örgütlü bir toplum çağrısını yineleyerek, "Örgütlü bir halk gücünden daha büyük bir güvence yoktur" dedi.

DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, cezaevindeki Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere tüm mahpuslara selam gönderdi. Rojava'da kadınların özgürlüğü yaşattığını söyleyen Konukçu, Rojavalı kadınlara selam gönderdi. İktidarın bir taraftan barışı masaya sürerken saldırgan tutumunu geliştirdiğini söyleyen Konukçu, birlikte mücadele ile bu oyunları bozacaklarını, barışı ve demokrasiyi, özgürlüğü kazanacaklarını söyledi: "Kürt halkı onurlu bir barışı, kadınlar ve gençler özgürlüğü, emekçiler yaşanabilir bir ücreti, Aleviler eşit bir yurttaşlığı sonuna kadar hak ediyor."

"Sarayın masa başında yazdığı oyunları sokakta yeneceğiz"

"Kürdistan'da uyguladıklarını şimdi İstanbul'da uygulamaya çalışıyorlar" diyen Konukçu, İmamoğlu'nun tutuklandığını söyledi. Halkın iradesinin gaspına karşı birlikte mücadeleden yana olduklarını ifade etti. Kürt halkının onurlu barış talebiyle, emekçilerin yaşanabilir ücret talebi ve özgürlük mücadelesi birleştiğinde kazanacağız. Sarayın masa başında yazdıkları oyunları sokakta yeneceğiz" dedi.

Bakırhan: "Bu Newroz tarihi bir önemdedir"

İstanbul Newroz’unda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına tepki göstererek, "Sayın Öcalan’ın çağrısı Türkiye için bir şanstır. Bu fırsatı yargı kumpaslarıyla ve kayyımlarla heba etmeyin" dedi. 

İstanbul Newrozu'nda konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "İstanbul demek Newroz demek, Newroz demek İstanbul demektir. Bu Newroz tarihi bir önemdedir. Tekçi, inkarcı sisteme karşı Sayın Abdullah Öcalan barışın yolunu araladı. Sayın Öcalan, bu sisteme barış kapısını, demokrasi kapısını araladı. Şimdi Sayın Öcalan’ın çağrısı 85 milyonu ilgilendiriyor. Demokratik Toplum Çağrısı'nda Alevi var, kadın var, genç, emekçi, emekli ve ezilen var. Biz bu çağrının yanındayız" diye konuştu. 

"Bu bir başlangıçtır ve bu yürüyüş devam edecektir"

2025 yılının değişim yılı olması gerektiğini vurgulayan Bakırhan, "Türkiye’de, en başta ülkeyi yönetenler değişmek zorundadır. Kayyımlarla, gözaltılarla, tutuklamalarla artık halkların iradesini gasp ederek kimse bir yere varamaz. Bu çağrı bizlere büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bu çağrı bizlerin daha fazla çalışmasını, mücadele etmesini, güçlü bir ittifak oluşturmamızı emrediyor. Mücadele bitmedi. Sayın Öcalan’ın deyimiyle bu bir starttır. Bu bir başlangıçtır ve bu yürüyüş devam edecektir” dedi. 

"16 milyonun iradesi gasp edilemez"

Türkiye’nin "operasyonlar ülkesi" olmaktan çıkması gerektiğini dile getiren Bakırhan, "Hiç kimse yargıyı siyasi hesaplaşmada bir araç olarak kullanmamalıdır. Sayın İmamoğlu tutuklandı. Sayın İmamoğlu ve onunla birlikte tutuklanan bütün arkadaşların yanındayız. Kumpaslarla, yargı darbeleriyle kimse halkın oyuyla seçilmiş iradeyi hapsedemez. Hapsetmemelidir. Sivil darbelerden en çok biz çektik, bu sivil darbelerin sonunda Selahattinler, Figenler, Leylalar, Ayşe Gökkanlar cezaevinde bulunuyor. Bu sivil darbeyi en çok biz eleştiriyoruz. Bu sivil darbe karşısında en dik biz duracağımızı bir kez daha söylemek istiyorum. Bu bir yol değil. Bu yol bir yere çıkmaz. Yargı darbesiyle Türkiye yönetilemez. Manipülasyonlarla, gizli tanık beyanlarıyla 16 milyonun iradesi hapsedilemez. Onun için bir kez daha İstanbul meydanından bu yargı darbesini kınadığımızı ve eleştirdiğimizi; İmamoğlu ve arkadaşlarının da bir an önce serbest bırakılmasını dile getiriyoruz. Operasyonel siyaset ve siyaset mühendisliği bu ülkeye kaybettirdi. Türkiye 3-5 günde yüzde 3 fakirleşti. Uluslararası kamuoyunda Türkiye antidemokratik bir ülkedir. Halkın iradesine kayyım atayan bir ülke olarak geçiyor. Türkiye’ye kötülük yapmaktan vazgeçin. Siyasi ikbaliniz için, halkın iradesiyle oynamaktan vazgeçin diyorum" diye konuştu. 

"Kent Uzlaşısı" tepkisi

"Kent Uzlaşısı" ile ilgili suçlamalara tepki gösteren Bakırhan, "Türklerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların yerel seçimde yapmış olduğu ittifak ve işbirliği suç mudur? Buna suç diyenleri kınıyoruz. 'Kürtler Wan’da yönetemez, Siirt’e yönetemez' diyenler şimdi de ‘Kürtler İstanbul’da, Vanlılar İstanbul’da, Siirtliler İstanbul’da işbirliği yapamaz, belediye başkanı seçilemez’ diyorlar. Bunu hep birlikte kınıyor muyuz? Bir kez daha İstanbul meydanından partimizi hedef alan bu pratiklerden, bu söylemlerden bu iktidarı vazgeçmeye davet ediyoruz. Yine İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetimine de bir darbe yapıldı. Bu iktidar diyor ki yargı sopası elimde, istediğimi tutuklar, istediğim hakkında dava açar, istediğimi hapseder, istediğime kayyım atarım. O kadar kolay mı İstanbul? Kolay olmadığını ve olmayacağını partimize sahip çıkarak, partimiz etrafında bir araya gelerek, gücümüzü ve mücadelemizi büyüterek başarıya ulaşabiliriz. Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün 'İstanbul Türkiye’dir’ demişti. Evet Sayın Erdoğan İstanbul Türkiye’dir. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. İstanbul haksızlığa uğrarsa Türkiye haksızlığa uğrar. İstanbul’da hukuksuzluk olursa Türkiye yaralanır deriz" ifadelerini kullandı. 

Yanlış hukuktan doğru demokrasinin çıkmayacağı vurgusunu yapan Bakırhan, şunları söyledi: "Yanlıştan doğru çıkmaz. Bu hükümeti özellikle son 10 yıldır uygulamış olduğu bu yanlış hukuktan vazgeçmeye, halkın taleplerine halkın iradesine saygı göstermeye çağırıyorum. Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu çağrı Türkiye için bir şanstır. Bir fırsattır. Demokratikleşmek için bir fırsattır. Bu çürümüş, bu çözülmüş, bu ekonomisi batmış, bitmiş sisteme Sayın Öcalan’ın asrın çağrısı ile birlikte bir kapı aralamıştır, bir yol açmıştır. Şimdi buradan iktidara ve devlete sesleniyoruz. Bu asrın çağrısını dikkate alın. Bu fırsatı demokratikleşmek için değerlendirin. Bu fırsatı yargı kumpaslarıyla, kayyımlarla, baskılarla, muhalefeti susturmakla heba etmeyin."

Gülistan Sönük: "İstanbul'da darbe yaşandı"

Praksis grubunun sahne almasının ardından, yerine kayyım atanan Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük konuştu. Kürt halkının büyük bedeller ödeyerek bu günlere geldiğini söyleyen Gülistan Sönük, "Sayın Öcalan’ın çağrısına sahip çıkacak, eşit ve barış içerisinde bir yaşamı öreceğiz. Halkımız örgütlenerek güçlenecek ve tarihi çağrının sorumluluğunu üstlenecektir. Bizi ve siyasetimizi kriminalize etmek isteyenler bu meydanlara baksın. Biz Sayın Öcalan çağrısı ile eşit ve demokratik bir yaşam inşa edeceğiz. Bugün bu kentte bir darbe yaşandı. Kürdistan’a kayyım atanırken ‘Bugün bize yarın İstanbul’a, bugün bize yarın Ankara’ya’ dedik ve bugün aynı şeyler yaşandı. Demokrasiyi savunmak sadece biz Kürtlerin işi değil. Demokrasi sadece Kürtler için değil, şuan tüm ülke için de yok. Kürtler tüm baskılara rağmen demokrasiyi savunma rolünü yerine getirmiştir. Bu sadece Kürtlerle olmaz, herkesin buna katkı sunması gerekiyor” diye konuştu. 

Gülistan Sönük’ün ardından sanatçı Kadir Çat sahne aldı.

Özel: Özgürlük halayına duracağımız günler yakın

İstanbul Newrozu'na mesaj gönderen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Biz halkız, biz eşitliğe, özgürlüğü susamış milyonlarız. Özgürlük halayına hep beraber duracağımız günler yakındır" diye kaydetti. 

İstanbul'da on binlerin katıldığı Newroz kutlamasında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in mesajı okundu. Özel'in mesajı şöyle: "Türkiye’nin geleceğinin, millettin iradesinin bir avuç insanın çıkarı için kuşatma altına alındığı bir günde hep beraber baharı karşılıyoruz. 19 Mart darbecileri, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu şansında görülmemiş bir adaletsizlikle demokrasimize kast etmiş durumdadır. Böyle bir ortamda Newroz alanındaki sıcaklık, Saraçhane’ye, Saraçhane’deki direniş Yenikapı’ya güç vermektedir. Darbeci zihniyet Kürt ile Türk arasına giremeyecek, kardeşliğimizi bozamayacak, dayanışmamıza ket vuramayacaktır. Newroz alanındaki ortak halayımızı bozamayacaklar! 

Tutuşan ellerimizi birbirinden ayıramayacaklar! İstanbul Kürt'ün de, Türk'ün de, Alevi’nin de, Sunni’n de, CHP’linin de, AKP’linin de, MHP’linin de, DEM Partilinin de şehridir. Ekrem İmamoğlu siyasi parti, etnik veya dini inanç gözetmeksiz 16 milyon İstanbullunun tümünün belediye başkanıdır, iradesidir. Bugün Ekrem İmamoğlu değil, İstanbul tutuklanmıştır. Bunun kanunla, hukukla hiçbir izahı yoktur. Çocuklarımızın geleceği için bu darbeyi hep beraber püskürtmek zorundayız. Saraçhane ile Çağlayan arasında mekik dokurken, direniş alanından mahkeme salonuna, mahkeme salonundan direniş alanına gidip gelirken aklımda hep aynı cümle dolaşıyor; Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz. 

Çocuklarımız, gençlerimiz ve geleceğimiz için demoktarik, özgür bir Türkiye için hep beraber darbeye karşı direneceğiz. Amansız direneceğiz. Darbeyi reddeceğiz, darbecileri püskürteceğiz. Halkın iradesini gasp eden bir avuç zümre, Kürtten, Türkten, Türkiye’den büyük değildir. Hiçbir karanlık emel baharın gelişini, miletimizin özgür, demokratik, eşitlikçi, adil bir Türkiye’nin gelişini engelleyemez. Biz halkız, biz eşitliğe, özgürlüğü susamış milyonlarız. Özgürlük halayına hep beraber duracağımız günler yakındır. O halayda Ekrem başkanımız da Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da seçilmiş suçsuz tüm dostlarımız da mutlaka olacaktır. Newroz Pîroz Be” (Evrensel

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Genel grev genel direniş

Genel grev genel direniş

Tutuklama kararlarından sonra da ülke genelinde kitlesel gösteriler sürdü. Öğrenciler boykot kararı aldı. Gençler, işçiler, çiftçiler, emekliler, kadınlar, birikmiş sorunlarının kaynağı olarak iktidarı işaret ederek ve değişim talebiyle alanlara aktı. Sendikal bürokrasinin ölü taklidine rağmen, genel grev genel direniş çağrısı alanlarda duyulmaya başladı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Fahrettin Altun: Türkiye sokağa teslim olmayacak.

Evrensel'i Takip Et